Categories:

Yıllarca okullarda okuduğumuz üzere hepimiz çok iyi biliyoruz Amerika’nın keşfinin hikayesini. İlgili kitapları okurken benim dikkatimi çeken 2 husus vardı, burada ilkine değineceğim:

Kuzey Amerika ve Güney Amerika’yı aslında 2 ayrı kıta olarak kabul edebiliriz. Dünyanın sonunu bulmaya giden cesur denizciler günlerce süren yolculuklarından sonra kuzey kutbundan güney kutbuna kadar kesintisiz bir kara ile karşılaşınca bayağı şaşırmışlardır herhalde. Zira beklenen ya dünyanın ucundan düşmekti (ki dünya tepsi şeklinde olmalıydı) ya da çin kıyılarına varmalıydılar.

Neyse konu bu değil. İki kıtanın da keşfedildiği tarihte yaklaşık olarak sosyal durumlarına bakalım. Kuzey Amerika’da, kızılderili kabileleri yaşamakta idi güneyse ise İnkalar,Aztekler vs. Aslında çok farkları olmayan, medeniyet olarak yaklaşık aynı seviyede ve hayatlarını doğanın kaynaklarından sağlayan 2 benzer ırk. Güney Amerika çok daha verimli, altın ve gümüş madeni bakımından çok daha zengin, yağmalanmaya çok daha müsait idi ve ispanyollarda bu haklarını(!) sonuna kadar kullandı. Kuzey Amerika ise o kadar zengin değildi. Verimli topraklar üzerinde tütün içen baldırı çıplak kızılderililer. Fransız ve İngilizler ise buraya yerleşti. Eminim İspanyolları kıskanmışlardır. Bildiğim kadarı ile Kaptan Cook, 2. Amerika seferinden dönerken 30 ton gümüş getirmişti yanında. Bununla basılan paralar zengin bir sınıf yarattı, bu zengin sınıf Amsterdam’da dünyanın ilk borsasını oradan kazanılan paralar zengin bir Hindistan’ı ve oradan da Tac Mahal’e gitti paralar. Yani İnka hazinlerinin yağmalanması bir nevi Taç Mahal’in harcını oluşturdu diyebiliriz. Bu da ilginçmiş….

Peki şimdi konuya geri dönelim ve şu ana bakalım: Zengin bir Kuzey Amerika ve Fakir bir güney. Peki noldu da zenginlik yer değişti? Ya da başka şekilde sormak gerekir ise, zengin kaynakları olan Güney Amerika’dan neden dünyanın en güçlü ülkesi çıkmadı? İşte birkaç cevap:

  • İspanyollar buldukları hazinelerden gözü döndü ve soykırım yaparak bunları ülkelerine taşıdı. Kuzey Amerika kıyılarında ise yağmalanacak birşey yoktu. O nedenle koloniciler kendi ayakları üzerinde durmak zorunda kaldı ve kendi ekonomilerini yarattılar.
  • Altın ve gümüş, ispanyolları en zengin devlet yaptı ama uzun vadede bu paralar kaybedildi. İşin kötü tarafı güney amerikada çalıştırılacak işçi de kalmamıştı. Katliamlardan ziyade çiçek hastalığı kıtada işçi bırakmadı.
  • Güneydeki yağmur ormanları nedeni ile tarım alanları azdı. O zamanki şekere ve belli bazı ürünlere dayalı tarım ekonomisine pek faydası olmadı. Kuzeyde ise insanlar hayatta kalmak için farklı ürünleri yetiştirmeye başladılar. Kıtanın içlerinin keşfi ile de tarım alanları çoğaldı.
  • Tam da kendi ekonomilerini, bağımsızlıklarını kuran Kuzeyliler, bir de altın ve petrol bulunca zengin olmaya başladılar. Allah yardım etti diyelim 🙂 buna bir de dünya savaşlarındaki pozisyonları eklenince fark iyice açıldı.

Şimdi bu bilgiler ile duyduğumuz başarısız projeleri tekrar değerlendirelim. Bütçe ve kaynak herzaman başarı getirir mi?

İkinci konu şu hani yazının başında söylediğim, o da sonra…..

Tags:

No responses yet

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.