Bundan birkaç ay öncesine kadar en önemli gündemlerimizden birisi “Dijital Dönüşüm” idi. Covit-19 salgını sonrasında nasıl bir değişime uğradı, salgının dönüşüme faydası ya da zararı ne oldu ve tabii tam tersi bir şekilde dijital dönüşümün salgına bir etkisi oldu mu, kısaca değinmek istedim.
Covit-19’un ölümcül bir virüs olması tabii ki en büyük zararı ama bunun yanında verdiği zararları sıralamak gerekirse:

  • Müşteriler ile olan iletişimin çok ama çok azalması
  • Home Office çalışılması ile birlikte şirket iletişimlerinin azalması, üretimin azalması ve satışın azalmış olması
  • Her ne kadar ekonomik destek paketleri açıklanmış olsa da ülkemizde bunun biraz yetersiz kalması ile birlikte ekonomik kriz beklentisinin artması

Salgın sonrasında çok daha büyük bir ekonomik krizin geleceği artık aşikar. Bu da pek çok yatırımın erteleneceği anlamına geliyor. CEO’lar yılsonu hedeflerini gözden geçirmek zorunda kaldılar ve burada çok önemli bir kararı vermek zorundalar. Teknoloji yatırımı yaparak daha dinamik ve kârlı yönetime doğru ilerlemeye devam ederek kriz sonrasına güçlenerek çıkmak mı? Yoksa kendi kabuğuna çekilerek bu zor günleri temkinli geçirip sonrasındaki rüzgârla tekrar atağa kalkmak mı? Bu kararın ne olacağı, hangisinin doğru bir karar olacağı firmaya göre değişir tabi ki ama dijital dönüşüm projelerinin artık yavaşlayacağı, azalacağı da kesin.  Sonuç olarak ta şimdiye kadar dijital dönüşüm yolculuğuna çıkmış olan firmalar bunun meyvelerini yemeğe başlarken, bu yolculuğa başlamamış ya da belirli bir seviyeye gelememiş firmalar ise süreci biraz daha zorlu geçirecekler. 
Covit-19 ‘un zararları ve Dijital Dönüşüm

  • Salgının akla gelen ilk etkisi kişilerin karantinada kalmak zorunda olmaları. Bu zorunluluk ise hem çalışanların ofise gelememelerine hem de satış ekiplerinin müşteri ile olan iletişimlerinin kesilmesine neden oldu. Diğer taraftan, dijital dönüşümün en büyük hedefi “kağıtsız ve tamamen entegre bir sistem kurmak” olarak söyleyebiliriz. Günümüzde pek çok firma apar topar da olsa evden çalışma imkânlarını çalışanlarına sundu. Uzaktan erişim yazılımları ve pek çok sistemin dış paylaşımlara olanak tanıması sayesinde büyük kısım başarı ile atlatılmış oldu. Fakat onay mekanizmaları, departmanlar ve uygulamalar arasında entegrasyon olmaması, pek çok analizin yapılmıyor olması gibi nedenlerle bazı firmalar çalışanlarını tekrar ofislerine geri çağırmak zorunda kaldı. 
  • Diğer büyük etki ise üretimin azalması. Tabi ki satışın olmaması ya da büyük ekonomik kriz gibi nedenler ile üretim durması konusunda dijital dönüşüm olarak yapacak fazla bir durum yok ama üretim hızındaki dalgalanmaları yönetmek, üretimde değişimleri hızlıca aktif etmek gibi kısımlarda dönüşümü tamamlamış firmaların öne geçmesi de normal. 
  • Salgın maalesef ağırlaşarak devam ediyor. Buna karşı firma olarak kendimizi korumanın en etkin yolu, değişen koşulları iyi analiz ederek stratejimizi buna göre belirlemek olacak. Peki bu kadar hızla değişen stratejinize uygun bir organizasyon ve alt yapıya sahip misiniz? Bu sorunun cevabı ile dijital dönüşüm seviyeniz nedir? Sorusunun cevabı yaklaşık olarak aynı. 
  • Kendi iç sistemlerini dış dünya ile entegre edebilmiş firmalar büyük avantaj sağlayabildi. Örneğin evlerinizde gerçekleştirdiğiniz bir toplantı sonrasında karara bağlanan satınalma işlemleri anında ilgili kişilerce mobil telefonlar ile onaylanıp, ilgili distribütörlere talep olarak gönderilmesi ya da gelen bir siparişin gene anlık onaylar ile üretimine başlanması gibi. 

Covit-19 ‘un Dijital Dönüşüme Yararları
Bu kısım tabii biraz da moral bulmak için ekledim. Yoksa ondan gelecek fayda… Ama düşününce iki büyük faydasını gözlemliyorum:

  1. Dijital dönüşümünü tamamlamış firmaların bu zorlu zamanlarda her türlü değişime ne kadar kolay adapte olabildiklerini gören diğer firmalar bir an önce bu yolculuğa çıkacaklardır.
  2. Dijital dönüşüm genelde üst yönetim ve IT departmanlarınca konuşulan bir konu idi. Pek çok projede olduğu gibi çalışanların buna direnmeleri de başarısızlıkların en büyük nedeni idi. Çalışanların belirli bir olgunluğa gelmeden dijital teknolojiler ile baş başa bırakılmaları bizlerin de uyardığı en büyük yanlışlıklardan birisi idi. Şimdi ise teknolojiye uzak olan kişilerin dahi, evinden işe bağlanıp e-maillerini kontrol ediyor, takvimine eklemeler yapıyor ve bazı işlerini kontrol ediyor olması güzel bir gelişim. Firmaların dijital dönüşümlerinden önce, çalışanların dijital dönüşümleri gerçekleşmiş oldu.

Özet
Dijital dönüşümlerini tamamlamış firmalarda “veri”, departmanlar arasında uyumlu bir şekilde paylaşılabilir olmak zorunda. Firma içindeki tüm sistemlerin birbiri ile entegre olduğu, verinin paylaşıldığı ve lokasyon bağımsız olarak erişilebilir olması, kağıtsız organizasyonların kurulmuş olması dijital dönüşümün hedefleri. Sadece bununla kısıtlı değil tabi ki. Bu veri akışının anlık olarak analiz edildiği ve sonuçlarına anında tepki verecek bir organizasyon yapısının da kurulmuş olması gerekiyor. Bu çerçevede dijital dönüşümünü tamamlamış olan (ya da bu yolculuğa çıkmış olan) firmalar, bu zorlu süreçte çalışmalarına devam edebildiler. Karar almakta, hızlarını ayarlamakta, ürün ya da üretimlerindeki değişimleri yönetmekte başarılı oldular. Aynı şekilde de bu kötü dönemin geride bırakılacağı zamanlara da daha sağlam bir yapı ile kavuşacaklarını gördüler. 

Peki bu yolculuğa çıkmamış olanlar?  Onlarda bu günlerden ders almak zorunda kaldı. Artık ne yapmaları gerektiğini, hangi adımları atacaklarını biliyorlar. Buna dijital dönüşüm yaptıklarını sanan firmaları da eklemek gerekir. Tekrar güzel günlere gelindiğinde doğru danışmanlar ile mevcut durum analizlerini yapıp yol haritalarını oluşturmaları gerekiyor. 
 

Tags:

No responses yet

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.